29 Ekim 2005

CEVİZLİ EKMEK ve ZEYTİNLİ EKMEK


Malzemeler:
2 su bardağı beyaz un
1,5 su bardağı tam buğday unu
1 paket instant kuru maya
1,5 çay bardağı ılık süt
75 gr margarin
1 çorba kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz

Cevizli için:
1avuç ceviz içi
1 tatlı kaşığı tarçın
Zeytinli için:
1 kahve fincanı ayıklanmış, dilimlenmiş zeytin
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı fesleğen

Yapılışı:
Unu eleyip mayayla karıştırın. Süt, margarin, şeker ve tuzu ekleyip yoğurun. Bundan sonra hamur ikiye bölünüyor, ben de yarısını cevizli yarısını zeytinli yaptım. Birine tarçın ve kırılmış cevizleri ekleyip yoğurdum. Diğerine zeytin, kekik ve fesleğeni ekleyip yoğurdum. Ekmek şekli verip yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye yerleştirin. Üstünü örtüp ılık ortamda 45 dakika kadar mayalanmaya bırakın. 170 dereceye ısıttığınız fırına koyup 30 dakika kadar pişirin. Ekmekleriniz hazır : ) Ben cevizliyi kayısı reçeliyle, zeytinliyi de peynir ve taze naneyle bir fincan sıcacık çayın yanında servis ettim. Bu da aşçının tavsiyesi olsun ; )

Etiketler:

28 Ekim 2005

HÜNKAR BEĞENDİ


Malzemeler:
1 kg kuşbaşı et
1 kg patlıcan /1 kavanoz közlenmiş patlıcan
2 soğan
1 domates
1 çorba kaşığı domates salçası
1 çorba kaşığı biber salçası
3 çorba kaşığı tereyağı
2 su bardağı süt
5 kaşık un
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Kırmızıbiber, karabiber , nane, tuz
Yapılışı
Etleri, ince kıyılmış soğan ve karabiberle suyunu salıp çekene kadar, ara sıra karıştırarak kısık ateşte pişirin. Rendelemiş domates, 1 bardak suyla karıştırılmış salça, kırmızıbiber ve naneyi ekleyin. Yumuşayana kadar pişirin. Gerekirse azar azar su ekleyebilirsiniz.
Patlıcanları fırında veya ocakta közleyin. Közlenmiş patlıcanların kabuklarını soyun. Bu işlemi yapacak vaktiniz veya haliniz yoksa markette, kavanozda satılan hazır közlenmiş patlıcanlardan alabilirsiniz. Bir kavanoz kullanmanız yeterli olur ve böylece bu yemek de birden kolay bir yemek haline gelir :)
Başka bir tencerede unu tereyağıyla kavurun. Oda sıcaklığındaki sütü yavaş yavaş ve karıştırarak ekleyin. Muhallebi kıvamına gelince içine közlenmiş patlıcanlarınızı ekleyip karıştırın ve kısa bir süre daha kısık ateşte pişirin. Ateşten aldıktan sonra rendelenmiş kaşar peynirini ekleyip karıştırın.
Tabağa patlıcanlı karışımı koyup üzerine, ortaya eti koyun.


Ben yanına çoban salatası yaptım ama soğanları önceden fırının sadece üst ızgarasını yakarak közledim. Sonra küçük küçük doğrayıp salatama kattım. Böylece mide yakma ve koku sorunlarını da bertaraf edebilirsiniz ;)
Afiyet olsun!

Etiketler:

YOĞURT ÇORBASI


Malzemeler:
2 yumurta
2 çorba kaşığı (tepeleme) un
3 kaşık yoğurt
5 bardak su
6-7 diş sarımsak
Üstü için:
3 kaşık tereyağı
1 kaşık kırmızı biber
1 kaşık nane
Yapılışı:
Bu çorbayı farklı yörelerde çok değişik şekillerde yapıyorlar. Bu, Caner’in annesinin yaptığı şekli, ben ondan öğrendim. Bunun içine nohut, buğday vs. konarak yapılanı da var sanırım. Benim vereceğim tarif sade bir yoğurt çorbası tarifi. Hastayken (özellikle soğuktan kaynaklanan hastalıklarda) çok iyi geliyor :).
Tencereye yumurtaları koyup çırpın. Un ve yoğurdu da ekleyip çırpın. Suyu azar azar ve karıştırarak ekleyin. Sonra altını yakın. Bu çorbayı yaparken orta ateşte, sürekli karıştırmak gerekiyor. Çorbanız kıvamını bulunca altını iyice kısıp bir süre daha karıştırmaya devam ederek pişirin. Altını kapadıktan sonra biraz tuzla havanda dövdüğünüz sarımsakları da içine ekleyin. Sarımsağı damak zevkinize göre arttırabilirsiniz. Üstüne yağda kırmızıbiber kızdırıp dökün ve son olarak nane serpin.
Afiyet olsun!

Etiketler:

26 Ekim 2005

HAVUÇLU KEK


Malzemeler:
3 yumurta
1 bardak şeker (varsa esmer şeker)
1 bardak sıvıyağ
1 bardak tam buğday unu
1 bardak beyaz un
½ paket vanilin
½ paket kabartma tozu
2 çay kaşığı tarçın
2 havuç
½ bardak ceviz (istediğiniz kadar arttırabilirsiniz tabii)
1 çorba kaşığı damla çikolata

Yapılışı
Yumurta, şeker ve sıvıyağı karıştırın. Unu eleyerek ekleyin ve karıştırın. Vanilin, kabartama tozu ve tarçını da ekleyin. Havuçları rendeleyip bu karışıma ekleyin. Cevizleri elinizle kırıp (yani biraz büyükçe kalsınlar) ekleyin. Damla çikolatayı o anda istediğim için koydum, havuçlu kekin esas malzemelerinden değil yani. İsterseniz cevizle beraber damla çikolataları da ekleyin. Yağlanmış kek kalıbına koyup 150 dereceye ısıttığınız fırında 20 dakika kadar pişirin.
Havuçlu keki ben çok severim o yüzden hızla tükeniyor. Ama hava almayan bir kapta, buzdolabında durursa 1 hafta kadar dayanır. Yanına da güzel bir çay veya kahve iyi gider :)
Afiyet olsun!

Etiketler:

SEBZELİ NARLI NOODLE (ÇİN ERİŞTESİ)


Malzemeler:
½ paket noodle
100 gr. taze fasulye
2 adet kırmızı biber
1 adet dolmalık biber
1 küçük havuç
3 çorba kaşığı nar
½ çay bardağı soya sosu
Sıvı yağ, karabiber
Yapılışı
Sebzeleri uzun, ince şeritler halinde doğrayın. Tencerede (veya varsa vogda) sıvıyağda çevirin. Tencerenizi önceden biraz ısıtırsanız iyi olur. Sebzeleri, diriliğini ve renklerinin canlılığını kaybetmeyecek şekilde pişirmelisiniz. Yüksek ateşte, karıştırarak pişirirseniz iyi olur. Sebzelerden biraz sonra narları da ekleyin.
Başka bir kaba noodle’ları koyup üstüne kaynar su dökün. 1-2 dakika sonra suyu süzün. Noddle’ın pişmesi bu kadar kolay : ). Sebzeleriniz olunca noodle’ı da üstüne ekleyip kısık ateşte birbirine karıştırın. Karabiber ve soya sosunu da ekleyip biraz daha pişirin. (Soya sosu koyduğumuz için tuz koymuyoruz). Tabii ahşap çubuklarınız varsa onlarla servis etmenizi ve yemenizi öneririm. En azından yemeye çalışmanızı :-D

Etiketler:

24 Ekim 2005

20 RASGELE çünkü SOBELENDİM



Blogum yeni biliyorsunuz ve ilk kez sobelendim.Zinnur tarafından:) Kendimle ilgili rasgele aklıma gelen 20 şeyi yazmamı istemiş. 20… Gerçekten çokmuş… Ama bir deneyeyim, kaç olursa artık :)
1.Ben kışı çok severim, hava soğuyunca, yağmur veya kar yağınca çok mutlu olurum. Bir sürü insanın içini karartan kış bana huzur verir. Yorgan, mum ışığı, sıcak çikolata ve pofidik terlikler… Kış bence çok güzeldir.
2.Klasik filoloji okuyorum. Grekçe’yle biraz başım dertte olsa da Latince’yi çok seviyorum. Bir çok dili kabaca da olsa anlamama olanak vermesi de ayrıca güzel oluyor… Aslında televizyoncuyum ve şimdi arkadaşlarımın çoğu klasik filolojiyle ilgili konuştuğumda ya uyuyakalıyor ya evden kaçıyorlar :-D
3.Evimi seviyorum. Evde olmayı seviyorum. Evde Caner’in olmasını da seviyorum ;)
4.Sanırım biraz asosyalim. Pek sıcak biri değilim galiba. Bir kişiyle çok samimi olabiliyorum ama kişi sayısı artınca çok konuşkan olamıyorum. Ya da ben öyle sanıyorum.
5.Gagalı ve uçan şeylerden korkuyorum.
6.Kedileri çok seviyorum. Ama kedilerimi anneme bıraktım, evimde sadece resimleri var. Sokaktaki bütün kedileri üşümesinler diye eve toplayabilirim, birinin beni tutması iyi oluyor : )
7.Tatlı yapmayı da yemeyi de çok seviyorum. Ama kilo almayı sevmediğim için yaptıklarımı başkalarına yedirip onları şişmanlatıyorum : ). Şaka bir yana sevdiklerimi mutlu etmek, onlara güzel bir an vermek beni çok mutlu ediyor.
8.Hediye vermeyi çok severim. Küçük de olsa… Bir şey gördüğümde aklıma birinin onu seveceği geliyorsa alır, paketler ve hediye ederim. Hediye edeceğim şeylere emek vermeyi severim. Kendim bir şeyler yapmaya ve olağandan uzaklaşmaya çalışırım. Öyle daha çok hoşuma gidiyor.
9.Buz pateni yapmak çok güzeldir. Benim yapmaktan en çok keyif aldığım şeyler arasında en azından. İnsan kendini uçar gibi hisseder. Zaten kışı seven birinden başka hangi sporu sevmesi beklenir ki?
10.Zinnur’un 20 rasgelesini okurken aklıma geldi. Müzikle uğraşılan bir ailede bundan nasibini almamış bir kişi olmak benim de kaderim ;-) Piyanonun sesini çok severim ve bir gün ben de çalabilsem çok mutlu olurum. Eh virtüöz olmak gibi bir fantezim yok ama bir gün kendimi mutlu edecek kadar çalma umudum hâlâ var.
11.Bir süre tiyatroyla uğraştım, konservatuara girip tiyatro okumak istiyordum. Onun yerine sinema-televizyon okudum. Ama sahneye çıkmanın, provaların o unutulmaz heyecanı beni kendine çekmekten hiç vazgeçmedi. Hâlâ tiyatroyla ilgili bir şeyler yapmak, sahneye yakın olmak isteği var içimde…
12.Bu sabah aklıma gelen ve konuştuğumuz bir şey: ben hiç dönme dolaba binmedim. Nice’te çok güzel bir lunapark görmüştüm tepeden, yeşilliklerin içinde. Bir gün, ilk kez oradaki dönem dolaba bineceğim.
13.Çok tatlı bir kuzenim var: Çağla. 1,5 yaşında. Onu düşünmek bile yüzümü güldürüyor.
14.Pek kabiliyetli olmasam da evde her türlü resim malzemesi var. Boyalarla oynamak hoşuma gidiyor.
15.Çok çok gezmek istiyorum. Bir sürü yeri görmek, bir sürü kenti yürüyerek dolaşmak istiyorum. Hep interrail yapmak istemiştim. Artık fazla konforsuz ve spontane geliyor bu fikir ama yine de ara sıra çekici geliyor.
16.Çok fazla arkadaşım yok. Ama olanları çok seviyorum. Eve hep insanlar gelsin, ben onlara hep kahvaltılar, yemekler, tatlılar hazırlayayım. Muhabbet hiç eksik olmasın…
17.Yoga yapıyorum ama bu aralar fazlaca boşladığım için biraz suçlu hissediyorum. Bu aralar evde oturup kitap okumak ve bitki çayımı içmek daha çekici geliyor.
18.Mor çok sevdiğim bir renktir ve beni düşününce bir sürü insanın aklına mor gelir. Bir de kediler, bir de tatlılar… ;-) Mor beni kendine çeker kısaca, hiç dayanamam mor bir şey gördüğümde.
19.Evde güzel kokular ve mumlar olmasını severim. Buhurdanlık, tütsüler… Hep bir koku yanar yani evde. Güzel kokular olunca kendimi rahat ve mutlu hissederim.
20.Masalların çocuklukla gittiğine inanmıyorum. Benim hâlâ masallarım var. Belki bir gün bir pastane, kafe veya bir pansiyonum olur… Belki her sene başka ülkede yaşarım.. Belki o masal pembesi gökyüzü hep içimde yaşar. Belki başkalarını da masallarla yaşamaya inandırabilirim... Belki kendi masalımı kaybetmeyerek sevdiklerimin de içlerindeki masalı görmelerine yardımcı olabilirim…
25.10.2005

demek birini sobelemem gerekiyor...
ben de o zaman pastaci burcu'yu sobeliyorum. SOBE!!!

23 Ekim 2005

ÇİKOLATALI SUFLE


Çikolatalı sufle her zaman favorilerimden olmuştur. Birkaç sene öncesine kadar pek de kolay bulunan bir şey değildi. Bir gece babamla sufle bulmak için neredeyse bütün İstanbul’u dolaşmış ve bulamamıştık. Şimdi sufle yapan yerler arttı. Ama tam kıvamında bir sufle bulmak zorlaştı. Yani içi pişmemiş ve üstü güzelce kabarmış bir sufle… Çok sevdiğim Nil diye bir arkadaşım ne zaman istesek hiç üşenmez kalkar bize sufle yapardı ama nedense hiç öğrenmemiştim nasıl yapıldığını. Yakın zamanda ise Berrin benim çikolata sevgimi fark edip, tarif arkadaşlığımız kapsamında bana bu tarifi yolladı. Aynı Nil’in yaptığı gibi. Ben de bugün hazır Canancığım da gelmişken denemeye karar verdim. İyi de yapmışım. Tam istediğim gibi oldu. Tabii içi pişmeden yemek için fotoğrafla çok uğraşamadım, o yüzden resim bu kadar karanlık oldu :) Eh bu kadar hikayeden sonra geçelim tarife…
Malzemeler
200 gr tereyağı
200 gr çikolata bitter
4 adet yumurta (sadece sarısı)
2 adet yumurta (bütün)
45 gr un (1 kahve fincanı 50 gr alıyor)
1/2 adet vanilya
100 gr şeker (yarım bardak kadar)
Servis için dondurma/pudra şekeri/krema/kakao (damak zevkinize kalmış)
Yapılışı:
Tereyağını eritip ocaktan alıyorsunuz, doğranmış çikolatayı içine ilave edip eritiyorsunuz. Şekeri ve yumurtayı da ekleyip karıştırıyorsun. (4 yumurta sarısı ayrı, 2 yumurta bütün olarak ayrı karıştırılıp ilave ediliyor)
Son olarak un ve vanilyayı da bu malzemeye yediriyorsunuz.
Kalıpları önce yağlayıp sonra unluyor ve malzemeyi kabın yarısını aşacak şekilde dolduruyorsunuz.
Berrin tarifinde 200-220 derecede sadece 5 dakika pişirmeyi önermiş. Ama ben fırını 200 dereceye ısıttıktan sonra 150-180dereceye düşürdüm ve tam 12 dakikada istediğim gibi oldu. Fırından fırına fark ediyordur belki ama 5 dakika sonra henüz hiç pişmemişti. Fırını sıkça kontrol edip hemen hemen suflenizin üstü kabardığı anda (üstü hafif çatlamış oluyor) çıkarırsanız içi akışkan kalır. Eğer elektrikli fırınınız varsa benim yaptığım gibi yapmanızı tesviye ederim. Çok kalırsa browni, daha çok kalırsa kakaolu kek oluyor. Çıkarır çıkarmaz servis edilmesi gerekiyor, üstüne pudra şekeri çok yakışıyor.
Karışımı hazırlayıp, istediğiniz zaman fırına koyabilirsiniz. Benim kaplarımla, bu ölçülerden 4 kişilik çıktı. Artarsa dolapta saklayıp diğer gün de tüketebilirsiniz. Ama yaptığınız gün tüketecekseniz oda sıcaklığında bırakmanızı tavsiye ederim.
Afiyet olsun!

Etiketler:

21 Ekim 2005

LİMONLU MUFFİNLER


Geçen akşam güzel bir hediye paketi açtım ve içinden çıkan muffin kalıbı beni çok mutlu etti. Beni mutlu etmek isteyen biri olması beni hep mutlu ediyor zaten ;) Tabii dün hemen kullanmam gerekiyordu. Limonlu muffinler yaptım. Küçük küçük çok şirin oluyorlar :)

Malzemeler:
2 yumurta
85 gr toz şeker
240 ml süt
100 ml sıvıyağ
300 gr un
1 paket kabartma tozu
½ kaşık tuz
4 limon kabuğunun rendesi
Üstü için:
50 gr pudra şekeri
1 limon
Hazırlanışı:
Yumurta (önce yumurtaları çırpın), şeker, süt ve yağı büyük bir kasede karıştırın. İçine un, kabartma tozu ve tuzu eleyip en son limon kabuğu rendesini ekleyin. Hafifçe karıştırın. (Mikser kullanmayın. Muffinin az karıştırılması çok önemli. Bir kaşıkla karıştırın. Kek karışımı gibi pürüzsüz olması gerekmiyor, hatta öyle olmaması daha yoğun olması gerekiyor)
Kalıpların içine muffin kağıtlarını yerleştirin. 200 dereceye ısıttığınız fırında üzerleri kızarana ve iyice kabarana kadar (25-30 dakika kadar) pişirin.
Bir limonu sıkıp pudra şekeriyle karıştırın ve muffinler ılındıktan sonra kaşıkla üstlerine gezdirin.
Afiyet olsun!

Etiketler:

20 Ekim 2005

İSKENDERİMSİ ;-)


Evde pide kalınca ne yapacağımı düşünmeye başlıyorum. Tadı o kadar güzel bir şeyin ziyan olmasına insanın içi el vermiyor ;-). Benim de aklıma iskendere benzer bir şey yapmak geldi.
Pideleri küçük kareler halinde kestim ve tavada bir parça margarinle kızarttım. Buzlukta köftelerim vardı, onları da tavada ızgara yaptım. Tabii parça et de kullanabilirsiniz. Bir tencereye zeytinyağı koyup salçayı kavurdum. Kavrulunca üstüne 1-1,5 bardak kadar su ekleyip, içine tuz, karabiber, kekik ve nanesine de atıp biraz daha pişirdim. Bu sosa rendelenmiş domates de ekleyebilir veya sadece domatesle yapabilirsiniz; benim pek zamanın olmadığı için salça kullandım. Bir tabağa önce kızarmış pideleri alıp bir parça sostan döktüm. Üzerine köfteleri koyup tekrar sostan gezdirdim. İsterseniz köftelerin üzerine önce yoğurt sonra sos da dökebilirsiniz. Ben yoğurdu yanında servis ettim. Süslemek için dereotu koydum. Son noktayı da tavada erittiğim tereyağını masadayken üstüne gezdirerek koydum. Eh oldukça etkili oldu tabii : ). Zamanı olmayan ve evdeki malzemelerle güzel şeyler yapmak isteyenler için buraya da yazayım dedim:)

Etiketler:

FIRINDA MANTARLI MAKARNA


Malzemeler:
1 paket fırın makarna
125 gr. margarin/tereyağı
2 çorba kaşığı un
1,5 su bardağı süt
3 yumurtanın sarısı
300 gr. kaşar peyniri rendesi
½ çay kaşığı Hindistan cevizi rendesi
Tuz, karabiber
400-500 gr. mantar

Öncelikle mantarları haşlayın. Makarnayı da her zamanki gibi, bir tencere kaynayan suya biraz tuz ekledikten sonra koyarak 8-9 dakika haşlayın. Süzdükten sonra, üzerine soğuk su dökün.
Sos için tencerede yağ ve unu kavurun.1-2 dakika beklettikten sonra sütü yavaş yavaş ekleyin ve bu arada bir çırpıcıyla karıştırın. Süt sıcak olursa daha iyi olur. Tuz, karabiber ve hindistan cevizini de ekleyin. Karışımınız muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin ve ılımaya bırakın. Ilındığı zaman yine çırpıcıyla karıştırarak yumurta sarılarını ekleyin. En son rendelenmiş kaşarın yarısını da tencereye ekleyip karıştırın.
Bir fırın kabına makarnayı, dilimlediğiniz haşlanmış mantarları ve sosun üçte ikisini aktarıp birbirlerine karıştırın. Sosun ve peynirin kalanını üzerine yayın. 200 dereceye ısıttığınız fırında üzeri kızarana kadar (yaklaşık 20 dakika) pişirin.
Afiyet olsun!

Etiketler:

17 Ekim 2005

FIRINDA PATATES :-)


Merhaba,
Bu çok pratik ve benim lezzetli bulduğum bir yemek. Çabuk hazırlanan ve sofrada çeşit yaratan yemeklerden…
Patatesleri ne çok küçük ne çok büyük olan küpler halinde doğrayıp bir fırın kabına koyun. Üzerine bolca zeytinyağı, karabiber, tuz, kekik, biberiye koyun. Aslında hoşunuza giden tüm baharatları ekleyebilirsiniz. 7-8 diş sarımsağı (tabii seviyorsanız daha da arttırabilirsiniz) kabuklarını soymadan kaba ekleyin. Fırına koyun ve patateslerin üstü hafif kızarana kadar pişirin. İsterseniz piştiğinde üzerine rendelenmiş kaşar peyniri ekleyebilirsiniz. Sarımsakları kabuklarıyla koyduğunuzda, tüm lezzeti yemeğe karışıyor, ve sarımsakları da kabuklarını çıkarıp yiyebiliyorsunuz.
Kolay, çabuk ve lezzetli…
Afiyet olsun!!!

Etiketler:

15 Ekim 2005

FINDIKILI MAHLEPLİ KEK


Dün eve gelirken pastaneden gelen kokulara dayanamayıp paskalya çöreği yapmaya karar verdim. Hemen mahlep aldım. Ama eve gelince maya olmadığını fark ettim. Tabii eve fırından o mahlep kokusu yayılmadıkça rahat edemeyecektim. Sonuçta ortaya böyle bir şey çıktı…
Malzemeler
3 yumurta
2 bardak şeker
1 su bardağı yoğurt
125 gr. margarin
2,5 su bardağı un
2 çorba kaşığı mahlep
½ limon suyu
1 paket kabartma tozu
½ bardak kırılmış fındık
½ bardak kuru kayısı
Yapılışı
Önce margarini eritin ki biraz soğusun. Ben tereyağı tadındaki margarinlerden kullanıyorum, hem tereyağı kadar ağır olmuyor hem de o tattan vazgeçmiyorsunuz. Önce yumurtaları çırpın, sonra şekerİ ekleyip çırpın. Yoğurdu, mahlebi ve soğuyan margarini ekleyip çırpın (sıcakken dökerseniz yumurtalar pişer). Unu ve kabartama tozunu da ekledikten sonra, fındıkları ve unladığınız kayısıları karışıma ekleyip karıştırın. KekE koyacağınız meyveleri unlarsanız dibe batmaz. Yağladığınız kek kalıbına alıp, 200 dereceye ısıttığınız fırına koyun. Yarım saat kadar sürüyor pişmesi. Fırından çıkarınca üstüne pudra şekeri ve çekilmiş fındık serpin.
Afiyet olsun!!!

14 Ekim 2005

SARIMSAKLI BİBERLER


Pek pazara gidemediğimiz için pazara gittiğimiz nadir zamanlarda sebzelerin tazeliği ve diriliği karşısında kendimizi kaybedebiliyoruz. Geçenlerde yine böyle bir durum oldu. Biberler o kadar güzel görünüyordu ki epey fazlaca almışız. Bir türlü bitmediler. Bu durumda biberleri tüketmek ve sofraya ekstra bir tat katmak için uyguladığım bir çözüm var. Bunu kahvaltıda da tüketebilirsiniz. Veya bizim gibi akşam yemek yerine kahvaltıya karar verdiğinizde… :)
Elinizdeki biberleri bir tencere suda haşlıyorsunuz. Biberler çok büyükse ikiye bölebilirsiniz, hem tencereye daha rahat sığar hem de daha bol görünür. Biberleri koyacağınız kaseye bolca zeytinyağı (ben riviera ile sızmayı karıştırıyorum) koyun. Damak zevkinize göre limon sıkın ve üzüm sirkesi ekleyin. Tuz, karabiber ve bolca sarımsak koyun. Ben sarımsak tozu koyuyorum, çok rahat oluyor. Biberlerin bu sosun içinde kalması gerekiyor, ölçülerinizi buna göre ayarlayabilirsiniz. Haşlanan biberleri de kaseye koyun. Biraz soğursa daha iyi olur. Biberler inanamayacağınız bir hızla tükeniyor ve “bu kadar zeytinyağı n’olacak” sorunuz da sosa banılan pideler (veya ekmekler) arasında yok olup gidiyor. Yine de sosunuz artarsa, sonra ekmeklerin üstüne sürüp, biraz da peynir ekleyip fırına vererek yeni bir atıştırmalık yaratabilirsiniz.
Afiyet olsun

Etiketler:

13 Ekim 2005

ZEYTİNYAĞLI KEREVİZ


Dün akşam kerevizin aldığı övgüler üzerine aslında çok klasik olan bu tarifi de yazmaya karar verdim. Çünkü bazen hiçbir ekstrası olmayan, anneannenizin yaptığı gibi olan bir tarifi bulmak düz siyah bir hırka bulmak kadar zor olabilir. Kadın veya erkek hepimizin hayatında hiçbir deseni, hiçbir özel modeli olmayan, dümdüz siyah bir t-shirt, hırka, kazak veya etek bulmak için çokça uğraşması gerektiğini öğrendiği bir gün olmuştur. Eh belki bu tarifi bulmak birilerine o kıyafet bulunduğunda hissedilenleri hissettirir :)
Malzemeler:
1,5 kg kereviz
2 havuç
2 soğan
1 çorba kaşığı un
Tane karabiber
3 kesme şeker
Zeytinyağı
Yapılışı:
Kerevizleri soyup istediğiniz büyüklükte doğrayın. Kereviz yaprağı inanılmaz lezzetlidir, o yüzden sakın onları atma yanlışına düşmeyin. Kerevizin sapını yaprakların hemen altından kesip (yani yaprakları sapı da duracak) yıkayın. Havuçları da kendi istediğiniz şekilde doğrayın. Soğanları yemeklik doğrayın. Hepsini tencereye aktarın. Tüm yemekler için geçerli olan önerim, yemeğin içindeki sebzeleri benzer şekillerde doğramanız. Göze daha çok hitap etsin diye… Unu bir bardak suda ezip yemeğe katın. Sebzelerin üstünü kapamayacak kadar su koyun. Tane karabiber, tuz ve kesmeşekerleri de ekleyin. Zeytinyağını isterseniz bu noktada ekleyebilirsiniz(ben öyle yapıyorum). Veya zeytinyağını çiğ kullanmayı tercih ediyorsanız, yemeğiniz piştikten sonra da ekleyebilirsiniz. Kerevizler piştiğinde (ateşte çok bırakırsanız yumuşarlar ve kolayca parçalanır hale gelirler) servis tabağına alın. Ben soğuk olarak servis etmeyi (ve yemeyi ;-)) tercih ediyorum.
Afiyet olsun.

Etiketler:

11 Ekim 2005

ISLAK KEK


Aile içinde ıslak kekim oldukça ünlüdür ;). "Hadi bize ıslak kek yap" isteklerini henüz geri çevirmişliğim yok. Geçen akşam canım çikolatalı bir şeyler yemek istedi ve ben de bunu yaptım.

Malzemeler:
3 yumurta
1,5 su bardağı şeker
1,5 su bardağı süt
1 paket kakao
1 bardaktan 1 parmak eksik sıvı yağ (veya isteğinize göre 150 gr. kadar eritilmiş tereyağı da kullanabilirsiniz)
3 bardak un
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
1/2 bardak kırılmış ceviz içi

Üstü İçin
Hindistan cevizi ve ceviz

Hazırlanışı
Malzemeleri yukarıdaki sıraya göre tek tek ekleyip mikserle çırpın. Eğer eritilmiş katı yağ kullanıyorsanız ılındıktan sonra eklemeniz gerekir. Kakaoyu eklediğiniz zaman, yağ ve unu eklemeden önce karışımdan bir bardak alıp buzdolabına koyun. Sonra unu ve kalan malzemeleri ekleyin. Dikdörtgen, kare veya oval bir kabı yağlayıp kek karışımını içine koyun. 200 dereceye ısıttığınız fırına koyun.
Piştiği zaman fırından çıkarıp, biraz ılınınca servis tabağına ters çevirin. Soğumadan, ayırdığınız sıvı karışımı bir kaşıkla yavaş yavaş üstüne dökün. Soğuyunca ceviz ve hindistan cevizi serpin.
Ekstra çikolata sosu, krema veya dondurmayla servis edebilirsiniz. Dondurma koyacaksanız servisten önce biraz ısıtmanızı tavsiye ederim.
(Dilerseniz kek karışımının içine de ceviz, fındık vs. ekleyebilirsiniz.)

Afiyet olsun!

Etiketler:

10 Ekim 2005

PEYNİRLİ&ZEYTİNLİ KEK


Ramazan ayında sahur sofrası hem keyiflidir hem de önemlidir. Tabii zaten zar zor uyanmışken hazırlanması kolay birşeyler ya da daha önce hazırlanan şeyler olmalı. Ben akşamdan birşeyler hazırlamayı tercih ediyorum. Favorim de peynirli, zeytinli kek. Hem içinde herşey var, hem de gerçekten tok tutuyor. Şimdilik fotoğraf ekleyemiyorum çünkü evdeki bitti :)
Malzemeler:
3 yumurta
1,5 su bardağı yoğurt
1 bardak zeytinyağı
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
İstediğiniz kadar beyaz peynir ve çekirdeksiz siyah zeytin
Dereotu, nane, kekik (hangisini severseniz, ben hepsini koyuyorum)
Yapılışı:
Önce yumurtaları çırpın. Yoğurdu ve zeytinyağını ekleyip tekrar çırpın. Sonra unu eleyerek ekleyin. En son kabartma tozunu ekleyip çırpın. Çatalla ezdiğiniz peyniri, zeytini (artık marketlerde ayıklanmış, dilimlenmiş zeytin satılıyor, oldukça rahat oluyor) ve baharatları ekleyip karıştırın.
Kek kalıbına veya herhangi bir fırın kabına koyabilirsiniz. Tabii önce kabı yağlamak gerekiyor. 200 dereceye ısıttığınız fırına koyup kek gibi olana kadar (kabaracak, üstü pişecek, çatal batırdığınızda kuru çıkacak) pişirin. 15-20 dakikada oluyor.
Sabah sahurda hem tüm kahvaltılıklardan yemiş oluyorsunuz hem uğraşmıyorsunuz hem de tok kalıyorsunuz.
Afiyet olsun!

Etiketler: ,

MERHABA

Merhaba,
Ben küçük mutfağını ve orda zaman geçirmeyi çok seven biri olarak sonunda kendi blogumu yapmaya karar verdim. Takip ettiğim bloglardan güzel fikirler almak benim de yaptıklarımı isteyen herkesle paylaşma isteğimi arttırdı : ). Yavaş yavaş bu site neşeli şeylerle dolacak . Umarım ben de bunları birçok kişiyle paylaşabilirim...