28 Ekim 2006

DAMLA SAKIZI ve FINDIKLI PASKALAYA ÇÖREĞİ



MALZEMELER:
2 yumurta
1 bardak ılık süt
½ bardak zeytinyağı
1 bardak şeker
3 tatlı kaşığı mahlep
1 paket instant maya (yaş maya da kullanabilirsiniz 10-12 gram kadar)
3-4 damla sakızı (veya 2 kaşık sakız reçeli)
Aldığı kadar un (ben 6 bardak kadar koydum)
Üstüne:
1 yumurta sarısı
50 gr çekilmiş fındık

Ne zamandır canım sakızlı paskalya çöreği yapmak istiyordu. Sonunda bir çok tarife baktıktan sonra (ne kadar çok farklı paskalya çöreği tarifi var inanamazsınız ;) ) kendi beğenilerime göre bir tarif oluşturdum. Mesela margarin yerine zeytinyağı koyup şeker, yumurta, mahlep gibi malzemelerin miktarını kendime göre ayarladım. Sonuçta beğendiğim ve beğenilen çörekler yapmayı başardım. Babamın adadan getirdiği sakız reçelini de kullanmak istediğim için onunla bir denem yaptım ve biraz damla sakızı ekledim. Elinizde ikisinden hangisi varsa kullanabilirsiniz. Bu oldukça sinir bozucu olabilen “aldığı kadar un” ibaresi bu tip tariflerde kaçınılmaz oluyor çünkü yumurtaların büyüklüğü, bardakların boyutu, unun cinsi çok fark yaratabiliyor. Bir de ben mayayla uğraşmamak için “instant maya” diye satılan çabuk maya diyebileceğimiz ürünü kullanıyorum, siz de kendi alıştığınız şekilde maya kullanabilirsiniz.
Yumurta, yağ ve sütü bir kapta çırpın. Sakız reçeli kullanıyorsanız onu da bu karışıma ekleyin. Büyük bir kaba un, maya,şeker, ezilmiş damla sakızı ve mahlebi koyup karıştırın. ortasını çukur yapıp sıvı karışımı dökün ve yoğurmaya başlayın. Ben başlangıçta 4 bardak un koyup hamur istediğim kıvama gelene kadar un eklemeye devam ettim. Hamurunuzun ekmek hamuru gibi sert olmaması gerekiyor. Elinize yapışmayacak kıvama gelmesi ama biraz yumuşak kalması gerekiyor. Şu meşhur “kulak memesi” kıvamındaki hamurdan biraz daha yumuşak olabilir. Şimdi hamuru mayalanmaya bırakma vakti geldi. Üzerini örtüp sıcak bir ortamda hamur iki katına çıkana kadar mayalanmaya bırakıyoruz. En az 1-2 saat dinlenmesi gerekir.
Paskalya çöreğine genel olarak örgü şekli verilir ama bu konuda tamamen özgürsünüz. Yapacağınız şekle göre hamuru parçalara bölmeniz gerek. Bu hamurdan 4 örgü paskalya çıkar ama ben 2 örgü yapıp bir de uzun örgü yaptım ve iki ucunu birleştirerek simit gibi bir şekil verdim. hamurdan portakal büyüklüğünde altı parça koparın ve bunları yuvarlayarak bir fırın tepsisine koyun. Fırın önceden 60 dereceye ısıtıp kapatın. Hamurları sıcak fırında 10-15 dakika kadar bekletip tekrar mayalanmasını sağlayın. Daha sonra üç hamur parçasını uzun şeritler haline getirip saç örgüsü gibi örün. Uzun bir örünüz olacak. Bunun iki ucunu birleştirerek simit gibi bir yuvarlak oluşturun.
Diğer üç parçanın her birini ikiye bölün. Böylece altı parçamız oldu. Bunlardan da şeritler yapıp aynı şekilde örün. Böylece iki tane alıştığımız biçimde örgülü çöreğimiz olacak. Üstlerine yumurta sarısı sürüp bolca çekilmiş fındık serpin. 170 derce fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 20-30 dakika pişirin.
Sonra evdekilerin fırından çıkan mahlep ve sakız kokusuyla delirmesini izlerken çayınızı demleyin ve çayın yanında afiyetle yiyin :)

Etiketler:

22 Ekim 2006

HERKESE SEVDİKLERİYLE NEŞELİ VE BOL SOHBETLİ, BOL LEZZETLİ BİR ŞEKER BAYRAMI DİLİYORUM.
BAYRAMINIZ ŞEKER GİBİ, ÇİKOLATA GİBİ TATLI GEÇSİN!

21 Ekim 2006

BAYRAM YAKLAŞIRKEN...


Bu hafta yeni bir yazı yazamadım. Yeni bir şeyler pişirmedim çünkü. Artık yoğunlaşan programım gittikçe zamanımı darlaştıracak sanırım. Gerçi eski bir arkadaşımla evdeki bir sürü malzemeyi birleştirip özetle kerevizli tavuk diyebileceğimiz bir yemek yaptık ve yaparken çok eğlendik. İçine o kadar ilgisiz gözüken malzemeler koyduk ki sonunda gülmeye başladık ama sonuçta çok da beğenerek yediğimiz bir yemek çıktı. ‘Resmini çekmeyelim mi?’ dedi. ‘Bu malzemem listesini gören yapmaya çekinir herhalde’ dedim. Şaka bir yana artık tadının neye benzediğini merak etmiştim :) Başka yemekler de yapmışımdır belki hatırlamıyorum. Kandilde de Kadir dedem için un helvası yaptım. Onu yapmaktan ve yemekten de keyif aldım. Ama un helvası tarifi kolayca bulunuyor değil mi? Bayram hazırlıklarına gelince…
Aslında biraz yalnız hissediyorum. Öyle olunca da insan çok şevk duymuyor belki. Aslında bir çok şey yapmak istiyorum ama… Şimdilik çok bir şey yapasım yok galiba ama yarın bu durum değişebilir bilemem ;) Yorgunluk, saat gibi etkenler benim mutfağa girmeme pek engel olmaz, hatta hiç olmaz. Ama bazen de insanın canı istemiyor. İşte o durumda yapacak bir şey yok. Pazartesi sabahı gelecek annem. Şimdilik kardeşimle iki bilgisayar önümüzde işlerimize verdik kendimizi. Yine de bir bayram havasıyla kardeşime seveceği tatlılardan aldım, yapmakla aynı değil ama olsun. Tabii pazartesi gününü normaldeki kadar kalabalık geçiremeyecek olsa da yine de gelenekleri sürdürmek hoşuma gidiyor. Toplanıp beraberce kutlamalar yapmak için her fırsatı değerlendirmek lazım zaten, değil mi? Yarın yapmayı düşündüğüm tatlılardan bazılarını daha önce yayınlamıştım. Bunları normalde bayramlarda babaannemim elinden yemeye alışığız ama bu sefer onlar da şehir dışında olacak. İkisini de tavsiye ederim. Bayramda değişik bir tatlı yapmak istiyorsanız bir göz atın derim.

Kabak tatlısı
Ceviz tatlısı (Bunu Fındık Zamanı için fındıkla yapmıştım, fındık yerine 8 kahve fincanı çekilmiş ceviz kullanınca ceviz tatlısı oluyor. Aynı şekilde antep fıstığı da kullanabilirsiniz)
Lokumlu Kurabiye (Bu da bana bayrama çok uygun bir ikramlık gibi geliyor, hem lokum hem kurabiye…)

12 Ekim 2006

BENİM KÜÇÜK PASTAM


Küçük pasta için sufle kabında pişirdiğimiz keki üçe bölelim. Kekiniz ince olduysa ikiye de bölebilirsiniz. Her katını "Çilekli Çikolatalı Pasta" ile aynı şekilde ıslatıp, krem şanti ve çilekle kaplayarak hazırladıktan sonra üstüne ve yanlarına da biraz şantiyle kaplayalım. Süslemek için hazır şeker hamuru, sarı gıda boyası ve inciler kullandım. Bunların hepsini Eminönü’ndeki Nüans’tan aldım. Mısır Çarşısındaki Kuru Kahveci Mehmet Efendi’yi sağınıza alıp dümdüz yürüdüğünüzde dükkanı sağınızda göreceksiniz. Hazır şeker hamurunun kullanılabilir hale gelmesi için önce biraz yoğurmak gerekiyor. Yoğurduğunuzda hamurun yumuşadığını ve şekil verebileceğiniz yumuşaklığa geldiğini göreceksiniz.



Ben küçük bir pastada yaptım ama bu örtü desenini büyük bir pastada da kullanabilirsiniz. Pastanızın boyutu ne olursa olsun pastanın çapının iki katı büyüklükte bir hamur açmanız gerekiyor. “Benim küçük pastam” için avucumu dolduracak kadar şeker hamuru yeterli oldu ;) Pudra şekeri serptiğiniz tezgahta hamuru rahatça açabilirsiniz. Kenarlarını bıçakla keserek düzgün bir yuvarlak elde edin ve hamuru pastanın üstüne yayın. Kenarlarından sarkan hamurun birkaç yerini kıvırarak örtü görünümünü elde edin. aslında hamuru pastanın üzerine yaydığınızda eleriniz kendiliğinden doğru şeyi yapıyor, kolay gözükse de gözükmese de o deseni nasıl vereceğinizi kendiliğinden buluyorsunuz. Söylediğimi gibi ben de ilk defa yaptım :)
Az miktarda şeker hamuru alalım. Kürdan ucuyla sarı boyadan alıp bir damla su damlatalım ve yoğuralım. Sarı hamuru da pudra şekeri serpilmiş tezgahta açıp kurabiye kalıplarıyla kelebek şekilleri keselim. Kelebeklerin altını biraz ıslatarak veya yumurta akı sürerek örtünün kıvrık yerlerini arasına koyalım. En son pastanın üzerine ıslak bir fırçayla su sürelim. Bu hafifçe ıslatma işlemi hamurda kalan pudra şekerlerinin görüntüsünü düzeltiyor ve hamurun biraz parlamasını sağlıyor. Ortasına hamurdan yaptığımız gülü koyalım ve en son imcilerle süsleyelim. Hamurdan çiçek yapmak için çocukların oyun hamurlarına el koyup denem yapmak en iyi yöntem. Beğendiğiniz çiçek motifini bulunca şeker hamuruyla tekrarlayabilirsiniz :) Herkese bir porsiyonluk kendilerine özel pastalar verme fikri oldukça hoş geldi bana. İşte bu da benim küçük mutfağımın küçük kutlama pastası ;)

Etiketler:

ÇİLEKLİ ÇİKOLATALI PASTA


Malzemeler:
Pandispanya:
175 gr tereyağı veya margarin
3 yumurta
175 gr toz şeker
175 gr un
1 paket kabartma tozu
3 kaşık kakao
1 kaşık portakal kabuğu rendesi
İçi:
Çilekli krem şanti
2 kaşık ahududu veya çilek reçeli
1 çay bardağı süt
200 gr çilek
1 kaşık Hindistan cevizi rendesi (isteğe bağlı)
1 paket çilek dolgulu milka

10 Ekim’in siteyi açışımın birinci yıldönümü olduğunu gördüğümde bir pasta yapmak istedim. Ama ancak akşam eve döndüğümde yapabilecektim. O yüzden markete girip o anda neli pasta yapacağıma karar vermeye çalışarak uygun gördüğüm malzemeleri almaya başladım. Bu arada Creme Yogo diye bir ürün gördüm. Belki önceden de vardı ama hazır karışımları çok sık almadığım için daha önce görmemişim. Yine de aceleniz olduğunda çok işe yaradıkları kesin. Pasta için creme yogo’yu denedim fakat krema için yeterli kıvamı olmadığını düşünüyorum o yüzden krem şanti kullanmanızı öneriyorum.
Şeker hamuruyla süsleyeceğim bir pasta yapmak istemiştim. Ama büyük bir pastayı süsleme işine girmek için zamanım olmadığını düşünerek hazırladığım pandispanya karışımından bir sufle kabına koyup küçük bir pasta keki ve gerisiyle de normal bir pasta keki hazırladım. Böylece küçük pastayla ilk defa kullanacağım şeker hamuruyla süsleme yapmak konusunda kendimi de denemiş olacaktım ve başaramazsam da bütün pasta değil sadece küçük bir pasta kötü gözükecekti :) Neyse ki sonuç hoşuma gitti, en azından beni eğlendiren bir şey oldu. Yani yukarıdaki ölçüler 6-8 kişilik normal bir pasta için ama hepsini sufle kaplarına koyup pişirerek herkesin kendi pastası olmasını sağlayabilirsiniz :)
Geçelim tarife… Pandispanya için eritip ılıttığımız margarinle şekeri çırpalım. Yumurtaları teker teker ve karıştırarak ekleyelim. Kakao ve portakal kabuğu rendesini de ekleyip karıştıralım. Un ve kabartma tozunu beraber eleyerek kaba ekleyelim ve karıştıralım. 175 gr un hemen hemen 1,5 bardak ediyor ama bardakların ölçüsü değişebildiğinden gramla yazıyorum. Bir bardak 125 gr un, 200 gr toz şeker alıyor. Ölçmenize yardımcı olabilir diye yazmak istedim. Pandispanya karışımını 180 dereceye ısıtılmış fırında 30-40 dakika kadar pişiriyoruz. Pişen keki fırından alıp soğumaya bırakıyoruz.

Krem şantiyi sütle çırpıp hazırlıyoruz. Tadına değişiklik katması için çilekli krem şantiye ahududu reçeli eklemenizi öneririm ama yoksa çilekli reçel katarak çilek lezzetini de arttırabilirsiniz. Reçeli katıp çırptıktan sonra buz dolabına koyalım. Çilekleri küçük küçük doğrayalım. Dediğim gibi neli pasta yapacağıma alış veriş yaparken karar verdim ve manavda gördüğüm çilekler soru işaretlerini hemen kaldırdı. Ama pasta da çükolata olmazsa bana pasta gibi gelmiyor sanırım. O yüzden kekini kakaolu yapıp, meyveli keke uysun diye içine portakal ekledim. Çilekli pastanın içine ne koysam güzel olur diye düşünürken de çilekli milkayı gözüme kestirdim.

Soğuyan keki ortadan ikiye bölüp içini çilekli veya kakaolu sütle ıslatalım. Krem şantinin yarısını kekik içine yayıp üstüne dilimlenmiş çilekleri dizelim. Tat vermesi için üstüne biraz hindistan ceviz serptim ama yoksa sorun değil. Milkayı rendeleyip çileklerin üstüne serpiştirelim. Kekin diğer parçasını da biraz ıslatıp üstüne kapayalım ve kalan krem şantiyle üstünü ve yanlarını kaplayalım. Süslemek için renkli pasta süsünü üstüne serpip rendelenmiş çikolatayı kullanalım. Kalpleri şeker hamuruyla yaptım. Aceleniz var ve bu malzemeler yoksa krem şantini üstünü tekrar çileklerle kaplayarak da süsleyebilirsiniz.

Etiketler:

10 Ekim 2006

1 YIL OLMUŞ :)


"BENİM KÜÇÜK MUTFAĞIM"I BİR YIL ÖNCE BUGÜN AÇMIŞIM.
KENDİME KUTLAMA PASTASI YAPTIM :)

09 Ekim 2006

BISCUIT EKMEK veya HIZLI EKMEK


Bu ekmeği nasıl adlandıracağıma pek emin olamıyorum. Amerikalılar “bisküvi” diyorlar. Ama Avrupa’nın genelinde ve bizde bisküvi denince kıtır kıtır, ince bir kraker kastedilir. Bisküvi deyince benim aklıma tatlı bir hamur işi gelir. Fakat Latince’de “iki kez fırınlanmış” (çifte kavrulmuş :) ) anlamına gelen “biscuit” Amerikalılar için anneannelerinin pişirdiği geleneksel bir tat. Bunlara hızlı ekmekler de deniyor. Çünkü pişirmeden önce hamurun kabarmasını beklemiyorsunuz. Biz ise bu bisküvi ekmekleri Kentucky Fried Chicken’larda görüyoruz. Sizi bilmem ama ben ve tanıdığım insanların çoğu söz konusu fast food restoranındaki bu ekmeklere bayılır. Hep yapmayı da istemişimdir ve internet sayesinde artık her türlü tarifi bulmak mümkün oluyor. Denedim ve gerçekten yapabildiğime çok sevindim. Amerikalılar genel olarak kahvaltıda tüketiyorlar bu ekmeği. Tereyağı ve bal veya reçelle. Ana yemeklerin yanında servis edebiliyorlar. Eğer siz de bu ekmekleri hep beğenmiş olanlardansanız veya çok çabuk bir ekmek yapmak istiyorsanız denemenizi tesviye ederim. Belli püf noktalarına dikkat ettiğinizde yapımı hiç de zor değil :)
Malzemeler:
350 gr un
1 paket kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
1 kaşık toz şeker
110 gr tereyağı
150 ml süt
1 yumurta (hafifçe çırpılmış)
Üstüne:
1 kaşık süt
1 yumurta

Büyük bir kasede un, kabartma tozu, tuz ve şekeri karıştırın. sonra tereyağını ekleyeceğiz. Burada tereyağının soğuk olması gerekiyor. Yağı bıçakla veya elinizle küçük parçalara ayırarak hamura ekliyoruz ve yoğuruyoruz. Ekmek kırıntısına benzeyen bir hamur elde edene kadar yoğurun. Daha sonra süt ve yumurtayı ekleyeceğiz. Fakat unlar çeşitlerine, markalarına göre farklılık gösterebiliyor o yüzden sütün hepsini birden hamura eklemeyin. Önce yarısını ve yumurtayı ekleyin, hamurunuzun bir araya gelene kadar süt ekleyebilirsiniz. bu hamurda önemli olan bir diğer noktada hamuru fazla yoğurmamak. Sadece hamur bir araya gelene kadar yoğurun ve bırakın. Bu hamurun çok fazla yoğrulmaması çok önemli. Eğer ekmeğiniz piştiğinde sert olursa çok yoğurmuşsunuz demektir. Sonra hamuru 1,5 cm kalınlığında açıyoruz. Bir bardağın ağzını hafifçe unlayarak yuvarlak parçalar kesip fırın kağıdı serilmiş tepsiye diziyoruz. Tepsiye dizerken aralarında boşluk bırakmadan, yanak yanağa dizmek gerekiyor:) Yoksa ekmekler kabaracağına yana doğru yayılıyor. Yumurta ve sütü çırpıp üstlerine sürüyoruz. Bu tariften 12 tane ekmek çıkması gerekiyor. Daha fazla çıkacak gibiyse hamuru ince açmış olabilirsiniz. Hamuru elinizle bile açabilirsiniz çünkü biraz kalın olması gerekiyor zaten. Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede 10-15 dakika pişirin. Yüksek ısıda pişirilmeleri için üstü kızarmış, kabarık ve içiyle yanları bembeyaz ekmekler elde etmenizi sağlıyor.
Sıcakken servis edilmesi güzel oluyor. Yiyeceğinize yakın pişirmeniz en iyisi olur. Taze taze fırından çıkmış sıcak hallerinin en güzeli olduğunu tahmin edersiniz ;) Oldukça doyurucu ve tok tutucu ekmekler oluyor. Kalanları yemek için ısıtmak iyi olur. Ben aralarına kaşar peyniri koyup fırında ısıttım. Tavsiye ederim :)
Afiyet olsun!

Etiketler: ,

07 Ekim 2006

RENKLİ KURABİYELER


Aslında kurabiye tarifinden çok bu kurabiyeleri yapma yöntemini anlatmak istiyorum. Benim canım renkli kurabiyeler yapmak istemişti. Kurabiyeleri yapıp daha sonra üstünü süslemek yöntemi daha yaygın olsa da hamuru renklendirilen kurabiyeler de ilginç oluyor bence. Çocukların partileri için veya hediye olarak hazırlamak için oldukça uygunlar gibi geliyor bana. Ben sadece renkli bir şeyler yapmak istedim kendimi iyi hissetmek için. Biraz maceralı oldu ya neyse :)
Bu kurabiyelerde kullandığım malzemeyi aşağıya yazacağım. Fakat istediğiniz kurabiye tarifini kullanarak bu yöntemle renkli kurabiyeler yapabilirsiniz. Dikkat etmemiz gereken tek şey içine koyacağımız tatların kurabiyeye renk vermemesi. Benim bulduğum tarifte nane esansı kullanılıyordu, ve bunun yerine isterseniz tarçın yağı kullanabilirsiniz diyordu. Tabii siz damak zevkinize göre, veya bulabildiğiniz malzemeye göre istediğiniz bir esansı kullanabilir veya limon kabuğu rendesi kullanabilirsiniz.
Malzemeler:
240 gr tereyağı
100 gr elenmiş pudra şekeri
1 yumurta
½ çay kaşığı esans
300 gr un
1 tatlı kaşığı vanilin
İki renk gıda boyası
(ikisinden de 1/2 çay kaşığı)
Öncelikle yağı çırpıyoruz. Bu işlem için ben genelde çatal kullanmayı tercih ediyorum. Bir tarifte “yağı çırpın” talimatını ilk gördüğümde “nasıl yapacağım şimdi bunu” diye biraz umutsuzluğa düşmüştüm. Ve hâlâ çok hoşlandığım bir aşama değilse de çatalla veya varsa mutfak robotuyla rahat oluyor. Daha sonra elenmiş pudra şekerini yağa ekleyip yine çırpıyoruz. Yumurtayı ekleyince biraz sıvı eklendiğinden artık rahat karışmaya başlıyor. Yumurtayla beraber istediğimiz esansı da ekliyoruz. En son unu ve vanilini ekliyoruz. Karıştırılamayacak kıvama gelene kadar mikserle karıştırmayı öneriyor tarif. Sonra artık iş ellere düşüyor, geri kalan unu yoğurarak ekleyip hamur kıvamına getiriyoruz. Artık kurabiyemizin hamuru hazır. Şimdi bu hamuru üçe bölüyoruz.
Bir parçasını olduğu gibi folyoya sarıp buzdolabına alalım. Diğer iki parçayı istediğiniz renkte gıda boyası ekleyip yoğuralım. Bunları da folyoya sarıp buzdolabına koyalım ve yarım saat dinlenmeye bırakalım. Yılbaşı için kırmızı ve yeşili, fanatikler için takım renklerini, mor-pembe gibi sevimli renkleri kullanabilirsiniz. Ben kırmızı ve maviyi karıştırıp mor hamur yapacak, yanına da pembe koyacaktım ama kırmızı yerine yanlışlıkla turuncu koymuşum, kahverengi bir hamurum oldu :) Böylece 70’lerden fırlamış gibi duran ama salonumun dekoruna son derce uyan turuncu-kahverengi kurabiyeler yapmış oldum.
Kurabiyelere şekil verme kısmına gelince… Hamurlardan uzun şeritler yapıp yan yana koyuyoruz. Sonra uzun şeridimizi birer parmak kalınlığında parçalara kesiyoruz. Her bir parçayı aldığımızda iki uçtaki renk birbirine değecek şekilde yuvarlıyoruz. Yani yan yana turuncu, kahverengi ve beyaz şeritlerimiz var diyelim. Turuncuyla beyazı birbirine birleştiriyoruz. Elimizdeki parçaya diğer elimizle bastırınca yayılıp yuvarlak bir kurabiye şeklini alıyor ve renkler birbirine karışmıyor. Sonra yiyenler bunları nasıl böyle ayarladın, hepsini aynı şekilde nasıl yaptın gibi sorular soruyor siz de sırıtıyorsunuz :) Fırın kağıdı serilmiş tepsiye dizip 190 derecede 8-10 dakika kadar pişiriyoruz. Eğer daha küçük kurabiyeler istiyorsanız her hamur parçasını ikiye bölüp daha ince şeritler yapabilirsiniz. Veya biraz daha büyük kurabiyler yapıp altlarına bir çubuk koyabilir ve çocuklar için eğlenceli gözüken saplı kurabiyler yaratabilirsiniz. Ben denemek için kurabiyelerin bir kısmını yuvarlak hale getirdikten sonra kelebek şeklindeki kalıplarla kestim. Ama böyle hamur biraz ziyan oluyor ;) Tabii üç renkli kelebekler de güzel oluyor. Bunu yapmak isterseniz üç renk hamuru daha yassı şeritler haline getirip yan yana dizebilir ve üstünden kalıplarla kurabiyeler kesebilirsiniz.
Afiyet olsun!

Etiketler:

04 Ekim 2006

PEYNİRLİ RULO



Bunları da yine İpekcigimle uzun sürecek muhabbetlerimize eşlik etsin diye hazırladım. Çay yanına, akşam atıştırmasına, sabah kahvaltısına birebir. İlk defa denedim bu tarifi ve hem benim hem yiyenlerin hoşuna gitti. Önce hamur açmak gerekiyor diye biraz gözüm korkmuştu ama öyle zor bir hamur açma işlemi yokmuş, elle bile halloluyor. Tahmin ettiğimden kolay yapılıyormuş yani…
Malzemeler:
2 yumurta
1 kahve fincanı yoğurt
1 kahve fincanı sıvıyağ
200 gr margarin
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
4,5 su bardağı un
İçi:
200 gr beyaz peynir
Nane, kırmızı biber

Margarini eritip biraz ılınmasını bekleyelim. Yumurta sarılarından birini ayırıp derin bir kaba kalan yumurtaları, yoğurdu, sıvıyağ ve erittiğimiz margarini, tuzu koyup karıştıralım. Eğer hamur işlerinin daha az yağlı olmasını tercih ediyorsanız sıvıyağ miktarını azaltabilirsiniz. Kardeşimin çok beğeneceği gibi ama bana biraz yağlı gelen bir çörek oldu çünkü :) Siz de benim gibi yağ kullanma alışkanlığı olmayan biriyseniz miktarı azaltabilirsiniz yoksa bu ölçüler gayet lezzetli bir çörek yaratıyor. Un ve kabartma tozunu kaba ekleyip hamuru yoğurun. Hamuru kenara alıp 10-15 dakika dinlendirin.
İçi için beyaz peyniri ezip dilediğiniz baharatlarla karıştırın. Maydanoz, dereotu gibi yeşillikleri ince kıyıp peynire ekleyebileceğiniz gibi kuru baharatlardan da faydalanabilirsiniz. Nane ve kırmızı biber benim hoşuma gitti.
Dinlenen hamuru altı parçaya bölün ve un serptiğiniz tezgahta yuvarlak şekilde açın. Bu açma işlemi elle gayet rahat yapılıyor. Yuvarlak açtığınız hamuru dörde bölün. Elde ettiğimiz üçgen parçaların geniş kenarına peynirli içten koyup rulo şeklinde sarın.
Tepsiyi yağlayıp un serpin veya yağlı kağıt serin. Ruloları tepsiye dizdikten sonra ayırdığımız yumurta sarısını üstlerine sürüp susam veya çörek otu serpin. 160 derece fırında üstleri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun!

Not: Fotoğraf fikir olması için tarifi aldığım Boyut Yayın Grubu’nun ‘İkindi Keyfi’ kitabından alınmıştır. Fotoğraf çekme imkanım yoktu daha önce belirttiğim gibi, ama nasıl görüneceği konusunda fikir olsun istedim :)

Etiketler:

03 Ekim 2006

Türk Kahvesi ve Cevizli Kek


Geçen hafta evimden uzakta kaldım. Ama yine de ev sayılacak bir yerdeydim :) Zaten bir yerde mutfağa girip bir şeyler hazırlamaya başlayınca kendimi evde gibi hissederim ben, artık o yere yabancı değilimdir. Tatilde bile ilk önce ‘Mutfak nerede?’ diye sordum ;)
Geçen hafta çok sevdiğim ve yıllardır kopmadığım arkadaşım İpek geldi beni yalnız bırakmamak için, kahvemizi beraber içmeyi, saatlerce konuşmayı severiz. Eh bu durumda kahveye eşlik edecek bir şeyler hazırlayım istedim. Fotoğraflama imkanım olmadı ve biliyorum resim olmayınca tarifler pek ilgi görmüyor. Yine de Türk kahvesi ve cevizle yapılan bir kek tarifini paylaşmamak olmazdı değil mi? Hem ben siteyi kurarken biraz da doğaçlama yaptığım tarifleri yazayım da unutmayım diye yola çıkmıştım :) Kahvenin, çayın yanına yapar da yerseniz sizin de bir anınızı daha keyifli yapabilmiş olmanın mutluluğunu yaşarım, bu da yeter de artar bile :)


Malzemeler:
3 yumurta
1 bardak toz şeker
½ bardak sıvıyağ
½ fincan süt
1,5 bardak un
1 paket kabartma tozu
1-2 çorba kaşığı Türk kahvesi
1 avuç ceviz
Kek kalıbı: dikdörtgen

Yumurta ve şekeri mikserle çırptıktan sonra yağı ekleyin. Un, kabartma tozu ve kahveyi beraberce eleyerek karışıma ekleyin. Kahvenin ölçüsünü kendi damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz. Son olarak elinizle kırdığınız cevizleri karışıma ekleyin ve yağlanmış dikdörtgen kek kalıbına dökün. 180 derecelik fırında 30-35 dakika kadar pişirin. Keki fırından çıkardıktan sonra biraz ılınmasını bekleyin ve kalıptan çıkarın. Dilerseniz üzerine çikolata sosu dökerek servis edebilirsiniz.
Gördüğünüz gibi malzemesi az ve evde kolayca bulunabilecek şeylerden oluşan bir tarif. Acil durumlarda işinize yarayabilir :)
Afiyet olsun!

Etiketler: