24 Ağustos 2008

ELMALI KEK


İşte yine bir kek! Ne yapayım? Seviyorum kek yapmayı. Yine çocukluğumda olduğu gibi, erken kalktığım bir sabah, mutfağa girip kek yaptım. Sabah erken kalkınca vakit geçirmek için yapılacak tek şeyi kek pişirmek olduğunu düşünen kaç kişi var bilmiyorum :). Hep yaparken derim ki “Umarım bugün birileri gelir bize. Çayla kek yeriz” Sanki kek kokusu da o gün arkadaşlara gider, hep birileri gelir. Ben de sevinirim. Bu sefer çok sevdiğimiz arkadaşlarımız, minicik bebekleri Çınar’la geldi keke. Gerçi keki sıcakken yediler, soğuyunca daha güzel oldu tabii :).
Kek yapmak için ilk önce dolaplar, buz dolapları açılır. İçleri teftiş edilir. Acaba ne koysam keke diye düşünülür. O gün buzdolabındaki yeşil elmalara vurdu piyango. Sonra içine ne gider diye düşünülür, onlar da eklenir. Tuğçe’nin sabah kekleri işte böyle pişirilir :)

Malzemeler:

3 yumurta
1,5 bardak esmer şeker
1 baraktan biraz az sıvıyağ
1 bardak süt
½ bardak yoğurt
3 bardak un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
2 ekşi elma (orta boy)
100 gr fındık
1 tatlı kaşığı tarçın

Sırayla tüm malzemeleri koyup, her malzemen sonra karıştırıyoruz. Una kadar. Unu, kabartma tozu ve vanilinle karıştırıp eleyerek koyuyoruz. Kuru malzemeleri karıştırıp koymak daima daha iyidir. 1 elmanın yarısını ayırıyoruz. 1,5 elmayı rendeleyip karışıma ekliyoruz. Tarçını da ardından karışıma ekliyoruz. Fındıkları iri şekilde kırıyoruz. Çok ufalanmış olmasınlar. Bunun için bir temiz poşete fındıkları koyup, oklavayla üstünden birkaç kez geçerseniz, iri parçalara kırabilirsiniz. Çünkü robotlar hemen incecik çekiveriyorlar. Onları da ekleyip, kek karışımımıza karıştırıyoruz. Kek kalıbını yağlıyoruz. Yuvarlak, kare veya dikdörtgen olabilir, bildiğimiz kek kalıbı değil de cam fırın kaplarından. Yarım elmayı diilmleyip altlarını çok hafif unluyoruz ve kekin üstüne diziyoruz. (Yani normal kek kalıbı olmamasının tek farkı üstüne bu süsü koymak). Elmaların üstüne biraz şeker serpiyoruz. 180 derece fırında üstü kızarıp, içine bıçak batırınca temiz çıkana kadar pişiriyoruz. Çıkınca üstüne biraz pudra şekeri serperek süslüyoruz. Sonra arkadaşlarımızın gelmesini bekliyoruz. Eh, benim gibi, yazın bütün kekler dondurmayla yenmeli diye düşünüyorsanız, kaymaklı dondurmayla veya benim gibi sakızlı dondurmayla servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun!





Etiketler:

18 Ağustos 2008

Yaz Sofrasının Düşünürdükleri -Kabak Çiçeği ve Domates Kızartması ile Közlenmiş Biber



Aslında bu siteyi açarken amacım, her gün evdeki malzemelerle doğaçlama yaptığım ve sonradan unuttuğum yemekleri hatırlayabilmek ve paylaşabilmekti. Ama bir baktım ki, çoğunlukla tatlı tariflerini yayınlamışım. Aslında tatlı tarifleri sitesi diye sınırlamamıştım kafamda, mutfağa girip buzdolabını açtığımda, garip bir önseziyle birbirine yakışacağını düşündüğüm şeyleri alıp çıkardığımda, ortaya çıkanları paylaşmak istemiştim. Ama herhalde tatlılar daha çekici gelince, en çok onlara yer vermişim.
Bu sefer de yazlık bir sofrayı paylaşayım dedim. Mutfakta kızartmayla geçecek dakikalar biraz sıcak olsa da, sonra sevdiklerinizle balkona kurulup bunların tadını çıkarmak çok keyifli oluyor :).




Kabak çiçeğini, çocukluğumdan beri bilirim. Babaannem pazarda alışveriş yaptığı tezgaha siparişini verir, sonraki hafta gider kabak çiçeklerini alırdı. Kabak çiçeği dolması ve kabak çiçeği kızartması yapılırdı bunlardan. Biz tabii pazarları, hatta neredeyse manavları unutmaya yüz tutmuş bir zamanda yaşıyoruz. Gittiğimiz koskocaman, apaydınlık, ve o beyaz ışıklar ve tonla mal içinde aslında epeyce de soğuk süper, mega, hiper marketlerde ne görürsek ondan ibaret sayıyoruz alınabilecekleri. Mahallenin bakkalı, manavı, kasabı artık tarihin tozlu sayfalarına yol almak üzere. Neyse ki ben bunların bir nebze yaşadığı bir yerde, bakkalın, manavın size isminizle hitap ettiği, sadece iyi sebze meyveyi verdiği, komşuların hâlâ birbirine yardım ettiği, ara sıra toplanıp beraberce pazara gittiği bir yerde yaşıyorum. Ne var ki şu zaman denen uçucu şey ve nedense hiç bitmeyen yoğunluklarımız arasında pazara gitme vaktimiz pek olmuyor. Böylece, haftaya kabak çiçeği dolması yapacağınız için sipariş vereceğiniz bir mananız da pek olmuyor.


Neyse, şu tupturuncu kabak çiçekleri nerelere götürdü zihnimi... İşte çocukluğumdan kalan anılarla evde kabak çiçeği pişirebilmek isteği varken içimde, yine o soğuk mu soğuk dev marketlerden birinde sonunda buluştuk turuncu çiçekle. Alıp eve geldim. Dolmasına pek yeltenmedim. Kızartmadan yana kullandım oyumu. Kızartma için güzel bir sos hazırlamak gerekiyordu. Hazırladım. Ama kabakçiçeğim bittiğinde epeyce sos artmıştı. Eh, ben öyle mutfakta artan sosları dökebilecek biri değilim malum. Bakındım, bakındım; gözüme küçük domatesleri kestirdim. Benimkiler leopar domateslerdi :). Üstlerine yeşil çizgileri olan, tam olgunlaşmış kıpkırmızı domateslerden daha sert, biraz daha ekşi belki. Ama şöyle güzel bahçe domatesleriyle, kokteyl domates diyorlar sanırım şimdi onlara, bahçe domatesinin nesi varsa, işte onlarla gayet rahat uygulanabilir. Sonuçta domates kızartmaları daha çok beğeni topladı, daha hayretle karşılandı. Tabii kabak çiçeğinin mevsimi çok kısa olduğundan, mutfakta daha kalıcı olmaya aday bir tarif de oldu. İşte size sosun tarifi. Domates kızartmaları da, kabak çiçeği kızartmaları da pek yakışıyor balkona :).

Malzemeler:

Bahçe Domates
Kabak çiçeği

Sosu:
1 şişe soda
1 yumurta
1 tutam dereotu
Aldığı kadar un
Tuz,karabiber

Kabak çiçeklerinin iç kısmını çıkarıp yıkayalım. Kağıt havluyla suyunu alalım. Sosu için, soda, yumurta, doğranmış dereotu, tuz, karabiberi karıştıralım ve sonra bulamaç gibi bir kıvam olacak şekilde unu ekleyelim. Aslında mücver içi hazırladığımız sos gibi oluyor. Sadece içine kabak koymuyoruz da kızartacaklarımızı içine batırıyoruz. Kabak çiçeklerini bu sosa bulayarak kızgın yağda kızartalım. Bu sosa batırıp kızartınca çok güzel bir rengi oluyor bence, insana pek çekici geliyor.

Domatesler içinse, yıkadığımız domatesleri kabuklarını soymadan ortadan ikiye bölelim. Tabii bunun için domateslerinizin küçük olması lazım. Yine kızgın yağda, üstü altın sarısı olana kadar kızartalım. Üstünün sosu çabucak kızarıyor, domatesler de içinde diri, taze ve sulu kalıyor. Sanırım en güzel yanı da bu oluyor.
Kağıt havlu üzerine almayı tercih ediyorum kızartmaları. Ne kadar yağını emse kârdır diye düşünüyorum. Tabii servis ederken kâğıdı altıdan alıyorum. Kabak çiçeğini de domatesi üstüne beyaz peynir ufalayarak sundum. Beyaz peyniri biraz kırmızı biberle karıştırmak da güzel olur sanırım.

Eh bu yaz sofrasının diğer bir güzeli de kırmızı biberler. Ocak üstünde közlemekle pek aram yok. hem çok zahmetli, hem çok sıcak, hem de sonradan temizliği uzun. Ben fırın tepsisine alüminyum folyo serip biberleri üstüne diziyor ve fırına veriyorum. 200 derece civarında sanırım. İyice közlendiğinde fırından alıp kabuklarını soyuyorum. Zeytinyağı, yarım limon, bolca ezilmiş sarımsak, karabiber ve tuzla hazırladığı sosun içine koyuyorum. Hazırlardan sağlıklı ve lezzetli, ocakta közlemekten kolay. Tam yazlık bir tarif.
Afiyet olsun.

Etiketler:

10 Ağustos 2008

ŞEFTALİ VE LİMONLU KEK


Daha önce de yazmıştım sanırım, aslında benim mutfak maceramın başlangıcı keklerdir. Kek çeşitlemeleri yapmakla başladı her şey. Yapmayı ilk öğrendiğim, o zamandan beri keyifle yaptığım, hem de her zaman yeniliklere çok açık bir şey kek. Eh, ilk göz ağrısından vazgeçemiyor insan :) Hâlâ yeni çeşitlerde, yeni şekillerde kekler yapıyorum.

Bunu da bir gün misafir gelecekken, annem “Canım da kek istiyor, şöyle hafif, sade bir şey olsa” dediğinde yapmıştım. Hem görüntüsü hoşuma gitti, hem misafirlere güzel bir ikram oldu (zaten kek her zaman çay saatinin vazgeçilmezi), hem de annemin tam canının çektiği gibi bir şey olmuş.

Malzemeler:
3 yumurta
1,5 bardak şeker
1,5 bardak yoğurt
1 bardaktan biraz az sıvıyağ
3 bardak un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
1 limon
1 şeftali

Malzemeleri yukarıdaki sırayla koyup karıştırıyoruz. Ben her malzemeyi koyduktan sonra karıştırmayı tercih ediyorum. Un, kabaram toz ve vanilini beraber eleyerek katarsanız daha iyi oluyor. 1 limonun kabuğunu rendeliyoruz ve yarısının suyunu sıkıyoruz. Kabuk rendesi ve yarım limon suyunu kek karışımına ekliyoruz. Yuvarlak tart kabının içini sıvıyağla yağlayıp, karışımı içine döküyoruz. Şeftalileri ve kalan yarım limonu dilimleyip, kekin dibine batmasın diye hafifçe altını unladıktan sonra üstünü süslüyoruz. 170 derece fırında yarım saat kadar pişiriyoruz. Aslında keklere bir pişirme süresi vermek çok sağlam değil bence. Üstü kızarıp, içine bıçak batırınca temiz çıkana kadar pişirmek gerekiyor.
Üstüne vişneli ve limonlu dondurma oyarak servis ettim ben. Vişneli-limonlu dondurma aynı kapta satıldığı için, dondurma kabından iki rengi de alacak şekilde dondurma kaşığını uzunlamasına hareket ettirerek dondurma topunun aldığınızda, iki renkli bir top dondurma oluyor ve görüntüsü daha hoş oluyor.
Afiyet olsun!

Etiketler: